13 Nisan 2008 Pazar

@ Barosso:Türkiye'nin Müslümanlığını saklamasına gerek yok

AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Çırağan'da gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını özetle şöyle cevaplandırdı:

Avrupa'daki farklı uygulamalar dikkate alındığında Türkiye'deki başörtüsü özgürlüğü bu resme ne kadar uyar?

Türkiye çoğunluğu Müslüman bir ülke. Bu yönüyle farklı bir ülke. Ayrıca ülkeden ülkeye değişik uygulamaların olması da doğal.

AB'ye sıcak bakan muhafazakâr çevreler, sürekli azınlık haklarıyla ilgilenilirken, başörtüsü sorununun göz ardı edilmesini çifte standart olarak görüyordu. Demokratik laiklik ve kadının seçme özgürlüğü vurgunuz bu yanlış anlamayı giderebilir. Konu, ilerleme raporlarına da girer mi?

Bizim muhatabımız bir parti veya grup değil, Türkiye. Seçilmiş bir iktidar var ve iyi ilişkilerimiz var. Başka hükümet olsa onunla da ilişkilerimiz olur. Başörtüsünde bir pozisyon alamayız. Çünkü Avrupa'da farklı farklı çözümler var. Bu yüzden sadece temel prensibi hatırlatıyoruz. Bunun için 'demokratik laiklik' vurgusu yaptım. Evet, din ve devlet ayrımı anlamında bir ayrım olmalı. Ama toplumun da bir dini var. Burada Müslümanlar çoğunlukta, başka ülkede Hıristiyanlar veya başka dinler. Ve din özgürlüğü çok önemli. Bu sorunu çözecek uzlaşmalar bulmak Türk toplumunun işidir. Ama bu temel ilkelere aykırı bir uzlaşma olmamalı.

Türkiye'de başörtüsü tamamen özgür olsa, bunun demokratik dönüşümün sonucu olduğunu Avrupa'ya anlatmak zor olmaz mı? Böyle bir Türkiye Avrupa kamuoyuna dinî akımların güçlendiği bir Türkiye imajı vermez mi?

Eğer bu ülkenin çoğunluğu Müslüman'sa, bunu saklayamazsınız. Buna gerek de yok. Ayrıca tam Avrupalı olmak için Müslüman olmamanız gerekiyor gibi bir şey söz konusu olamaz. Zaten asıl mesele, çoğunluğu Müslüman olan bir ülkenin tam demokrasiye sahip bir AB üyesi olması. Dini de laikliği de zorla empoze ederseniz, demokrasi olmaktan çıkarsınız. Bu yüzden demokratik laiklik diyorum. Türkiye'nin çoğunluğu Müslüman, bunu kabul etmeliyiz. Önemli olan, bu toplumun dini değil, AB'nin temel ilkelerine uyum sağlayıp sağlamadığı.

Gezinizde Türkiye'nin çok bölünmüş olduğu kanaatine kapıldınız mı?

Bence farklılıklar doğal. Avrupa'da da bu var. Ancak çok temel ilkelerde uzlaşma olması lazım. Bunlar çoğunluğun yönetmesi, azınlık haklarına ve bireysel özgürlüklere saygı olmalı. İstanbul dünyanın en kozmopolit şehri. Ortodoks Kilisesi burada. Dünyadaki bütün Ortodoksların ruhani merkezinin burada olması bir zenginlik. Keşke Lizbon'da olsaydı. Ermenilerin ve Yahudilerin de burada olması bir zenginlik.