25 Nisan 2008 Cuma

@ Diyanet’in hadis projesinde sona doğru

BBC geçtiğimiz günlerde Diyanet’in hadislerle ilgili yaptığı çalışmayı haber yapınca yer yerinden oynadı. BBC'nin ilahiyat muhabiri Robert Pigott imzasıyla yayınlanan haberde Diyanet’in bu çalışması, “Dinde reform çalışması” olarak lanse edildi.

Pigott ile röportaj yapan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez bizzat çıkıp çok sert bir açıklamayla, çalışmanın “dinde reform olarak yorumlanması”nın en hafif ifadeyle saygısızlık olduğunu söyledi.

İslam’da reform olmaz! Görmez, bu kesin ve kat’i gerçeğin altını çizerken BBC’nin kendi sözlerini çarpıtarak hayal mahsulü yorumlar yaptığını söylemişti.

Peki, Diyanet’in hadis çalışması gerçekte neydi? Türk medyası BBC’den alıntı detaylarla Diyanet’in hadisleri ayıkladığını, yeniden yorumladığını ve özgün bir hadis kulliyatı üzerinde çalıştığını yazınca gerçek biraz daha bulanıklaştı.

Geçtiğimiz günlerde yayınlanan, özellikle Türkiye ve dünyada geniş yankı uyandıran hadislerin günümüze uyarlanması şeklindeki açıklamanızla ilgili yanlış anlaşılmalar olduğu kesin. Bu meselenin aslı tam olarak nedir?
BBC’nin benimle görüştükten sonra yayınladığı haberde üç büyük yanlış var. Birincisi; benim açıklamalarımı kendi dünyasının kelime ve kavramlarıyla tanımladığı reformasyon, radikal revizyon ve İslam kaynaklarının yeniden düzenlenmesi gibi kavramlarla ele aldı. Bizim çalışmamızın bunlarla hiçbir ilgisi yok. İkincisi; bu açıklamalarım siyasetle ilintilendirildi. Yani Ak Parti’nin bir çalışması gibi değerlendirildi. Esasen hükümetin bu çalışmadan haberi bile yoktu. Kaldı ki bu çalışmayı hükümet yaptırsın. Bu çalışma tamamen Diyanet İşleri Başkanlığımızın özgün bir çalışmasıdır. Üçüncüsü ise; ilgili haberde yabancı bir isim yamadılar. O da tamamen yalandır. Yani Hıristiyanların kendi kavramlarıyla yorumlama yapmaları pek çok yanlışı da beraberinde getirdi.

Peki, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çalışması nedir?
Biz bu çalışmaya iki sene önce başladık. Başlama sebebimizin temelini; Türkiye’de ailelerin kendi çocuklarına okutacağı ve de camilerde imamlarımızın ders vereceği bir hadis kitabının olmaması oluşturuyor. Tabi ki elimizde Riyazu’s Salihin gibi, Tac gibi hadis kitaplarının tercümelere var ama bunların hepsi yorumlara ve şerhlere muhtaç kitaplardır. Bu sebeple yorumlarıyla, şerhleriyle yeni bir derlemenin zorunlu olduğunu düşündük. Ama çalışmaya başlamışken sıradan bir tercüme olmasın dedik. Öncelikle bütün hadis mirasımızı gözden geçirelim dedik. Yedi kişilik bir üst kurul oluşturduk, otuz beş hadis hocasıyla konuştuk, seksen kadar yazarla bir araya geldik ve bu şekilde çalışmamızı projelendirdik. Projemizde çeşitli safhalar var. Öncelikle bütün hadis külliyatını bilgisayar ortamına aktararak veri tabanı oluşturduk. Ki şu anda Kütüb-i Sitte’ye ilaveten Abdurrezzak’ın el-Musannef’i, Ebi Şeybe’nin el-Musannef’i, İmam-ı Malik’i Muvattâsı, Ahmed bin Hanbel’in Müsned’i ile birlikte yüz altmış bin rivayet var. Bu rivayetleri muhtevasını okuyarak manasına göre yeniden tasnif ettik ve bilgisayar ortamına aktardık.

Bu çalışmanın nihai amacı nedir?
Günümüzde birçok hadis kitabı şerhiyle birlikte var. Ama bildiğiniz gibi bu çalışmalar daha çok ilmi çalışmalardır. Siz tutup da bu kitapları aile içinde veya eğitim seviyesi normal olan halka okutmaya, anlatmaya çalışırsanız güçlük çekersiniz. Camideki vaaz dili bile gönüle hitap etmekten çıktı kuru bir dil haline geldi. Biz bunları düşünerek ama tabiî ki asli anlamına çok dikkat ederek bu işe koyulduk.