8 Eylül 2008 Pazartesi

@ Dua iyileştirir mi?

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'nun, Hürriyet Gazetesindeki makalesi:

Akıl ve beden arasındaki ilişkiyi araştıran Harvard’lı Dr. Herbert Benson, bu amaçla bütün dinleri ve inançları incelemiş, özelikle zihnin bedeni nasıl etkilediğini anlayabilmek için uzun süreli araştırmalar yapmıştır. Dr. Benson "Dua etmek, iyi insan olma yolculuğunda başvurulabilecek en ucuz ve en etkili ilaçtır" diyor.

Harvard’lı bilim adamı Dr. Herbert Benson, uzun süredir ilgiyle izlediğim bir doktor. Bunun nedeni, Dr. Benson’un "akıl-beden ilişkisine" en çok kafa patlatan akademisyenlerden olması. Bu konuda yüzlerce araştırması, Harvard Tıp Fakültesi gibi önemli bir kurumda dünyaca ünlü bir kürsüsü vardır. Dr. Benson, "bütün dua biçimlerinin stresi yatıştırdığını, bedeni sakinleştirdiğini ve iyileşmeye yardımcı bir gevşeme tepkisi uyandırdığını" söylüyor.

Dua etmenin bağışıklık sistemini güçlendirdiği, kan basıncını dengelediği, kalp atışını düzenlediği, stres yönetimini kolaylaştırıp, depresyonu engellediği yönünde de gözlemler var. Dua etmek yalnız hastalıkları önlemiyor. İyileşmeyi de kolaylaştırıyor. Dua edenlerin daha hoşgörülü, daha iyimser insanlar oldukları biliniyor. Bunun nedeni olarak da onların "yüce amaçlı bir inanca ve daha büyük resimlere odaklanmaları" yani "detaylardan, lüzumsuzluklardan uzak kalmaları" gösteriliyor.

Okinowa’lı kadın

Üç yıl önce sevgili Sebati Karakurt ile yaptığımız Okinowa ziyaretinde görüp konuştuğumuz çoğu insanın her fırsatta dua ettiğini izlemek bizi şaşırtmıştı. Çünkü Okinowa sakinlerinin çok büyük bir kısmı, herhangi bir dini inanca sahip değildi. Çok az bir kısmı Budist veya Hıristiyandı. Onların oranı da yüzde 5-10’u geçmiyordu. Mihmandarlığımızı yapan orta yaşlı hanımefendinin de herhangi bir dine mensubiyeti yoktu. Ama nerede bir güzel ağaç görse, nehir dağ ya da güzel bir manzarayla karşılaşsa hemen iki elini birleştirip ağız ve burun hizasına dayıyor, gözlerini kapatarak bir şeyler mırıldanıyordu. Bir süre sonra neye ve nasıl dua ettiğini öğrenmek istediğimizde bize belki de hayatımızın en önemli derslerinden birini verdi.

Ona göre "dua etmek, sahip olduğunuz nimetlere teşekkür etmekten" başka bir şey değildi. Bunun için bir dine mensup olmak, bir dini ibadet mekánına gitmek gerekmiyordu. Dua etmek sadece teşekkürü değil dileklerimizi de içermeliydi. Bu dileklerin içine istediğinizi koyabilirdiniz. Dua bir bağlantı aracı, bir rahatlama yöntemi, huzur içinde geçirilen bir zaman dilimiydi. İnansanız da inanmasanız da her insanın zihni dua etmekle daha çok güçleniyordu.

Okinowalı kadına göre "dua ederken mutlaka yazılı bazı metinleri okumanız ya da ezberden tekrar etmeniz" de gerekmiyordu. Huzura, mutluluğa, baht açıklığına, aile-toplum bütünlüğüne şükretmek bile dua yerine geçebiliyordu. Ve ona göre dualar iyi şeyleri tekrar tekrar hatırlamanızın en kolay yoluydu.

Mayo Klinik ne diyor

Mayo Klinik uzmanları da "İster sizi tabiata bağlayacak araç olarak kullanın veya ister toplumsal kurumlara olan inancınızın aracısı olarak faydalanın, duanın gücünden mutlaka yararlanın" diyor. "İster dua edin, ister meditasyon yapın. Güçlü manevi duygularınızın varlığı sizi besleyecektir. Esnekliğinizi arttıracak, yaşamınızda oluşabilecek değişimler ile mücadele gücünüzü yükseltecektir. Kendinize başka bir duygu ile bakmanızı sağlayacaktır. En karanlık anlarınızda keder yerine inancı seçmenize yardımcı olacaktır. Özellikle kaos ve kriz zamanlarında düzen duygusu ve dinginlik getirecektir." Bu cümle de Mayo Klinik uzmanları tarafından hazırlanan "Sağlıklı Yaşlanma" kitabından alındı.

Şükretmeyi bilmek

Ruhsal iyileşmenin içini sadece dua ile de doldurmanız da mümkün değildir. Ruhsal bir iyileşme yolculuğuna çıktığınız zaman "şükran duyabilmeyi" de öğrenmeniz gerekiyor. Karnınızın doyduğuna, iyi bir uyku uyuduğunuza, güzel bir manzaraya baktığınıza, sağlığınıza, (etrafınızdaki) dostluk ağınıza, cebinizdeki (az veya çok) paranıza ve daha birçok şeye şükretmeniz her zaman elinizde. Şükrettikçe hayatınızın daha derin anlamlar kazandığını, üstünüzden şimdiye kadar hiç farkına varmadığınız binlerce tonluk ağırlığın kalktığını fark ederseniz sakın şaşırmayın. Şükretmek, en az yürümek, yüzmek, merdiven çıkmak veya kolesterolünü, şekerini, tansiyonunu kontrol altında tutmak kadar hayatı iyileştiren bir faktördür.