29 Ekim 2008 Çarşamba

@ ''Osmanlı'dan sonra yetim kaldık!''

Balkan ülkelerinde yaşayan Müslümanların sorunlarının tartışıldığı 'Balkan Sempozyumu' İstanbul'da Grand Cevahir Otel'de başladı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Türkiye'nin Balkan coğrafyasında küresel ağırlığını hissettirmesi için bu coğrafyadaki Müslümanlarla tarihi ve kültürel bağlarını yeniden güçlendirmesi gerektiğini söyledi. Türkiye ile Balkanları birbirinden ayrılmayan, etle tırnak gibi gördüğünü belirten Yıldırım, sempozyumla Balkan Müslümanlarını yeniden gündeme getirmeyi amaçladıklarını söyledi.

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in başkanlığında yapılan ilk oturumda konuk müftüler, Balkanlardaki Müslümanların Osmanlı'dan sonra yetim kaldığını belirttiler. Ülkelerindeki sayısız cami, medrese ve okulun yerle bir edildiğini ifade eden din adamları, Yugoslavya'nın yıkılmasından sonra yaralarını sarmaya başladıklarını, bu noktada Türkiye'den de destek beklediklerini ifade ettiler.

Arnavutluk Diyanet İşleri Başkanı Selim Muça, Osmanlı döneminde liberal ve hoşgörülü bir politika uygulandığını söyledi. Osmanlı'dan sonra Balkanlar'daki yeni süreçten sadece Müslüman halklar değil İslam eserlerinin de büyük zarar gördüğüne dikkat çeken Muça şunları konuştu: '1939 senesine kadar Arnavutluk'ta Osmanlı döneminde inşa edilmiş 1667 cami ve mescidin mevcut olduğunu biliyoruz. Yüzyıllara dayanan bu müesseseler, komünist rejim tarafından yerle bir edildi ya da başkalaştırıldı” dedi.

Sırbistan İslam Toplumu Başmüftüsü Muammer Zukorliç ise “Osmanlı'nın çöküşünden sonra Balkan Müslümanlarının korunmasız yetimler gibi, sürekli olarak soykırıma, zulme maruz kaldığını ifade etti. Zukorliç, Balkanlar'daki Müslüman halkın Doğu ile Batı arasında köprü olabileceğine işaret etti. Makedonya İslam Birliği Başkanı, Reisu'l Ulema Süleyman Recebi de, modern dünyanın içine düştüğü durumdan ancak İslam'la çıkabileceğini vurguladı. Recebi, Makedonya'da dinî yaşayışın sürekli gelişme gösteren bir seyir izlediğini kaydetti.

Türkiye bizim anamızdır

Bosna Hersek Başmüftüsü Mustafa Çeriç, Türkiye'ye önemli çağrılarda bulundu. Bosna'ya İslam'ı Fatih Sultan Mehmet'in getirdiğini hatırlatan Çeriç, İslamı seçmelerinin ardından aşırı dinci, Türk veya Arap yaftasıyla sürekli baskı altında tutulduklarını söyledi. Gözlerinin sürekli Türkiye'de olduğunu söyleyen Çeriç, “Türkiye ne kadar güçlü ve özgür bir ülke olursa biz de o kadar güçlü ve özgür olacağız” diyekonuştu. “Her ne kadar farkında olmasa da Türkiye bizim anamızdır” diyen Çeriç, Balkan Müslümanlarının sorunlarının çözümü, Osmanlı kültür mirasının araştırılması için Türkiye ile ortak bir kurul oluşturulmasını istedi. Çeriç, “Bizim hatalarımız olmuş olabilir, affetmenizi istiyoruz” dedi. Bosna Müftüsü, yüzyıllardır Balkanlarda medrese olarak eğitim veren Gazi Hüsrev Medresesi'ne ek olarak Gazi Hüsrev Üniversitesi'nin kurulmasını da önerdi.

Bulgaristan Başmüftüsü Mustafa Aliş ise Bulgaristan Müslümanlarının Osmanlı'nın ardından Balkanlar'da yetim kalan ilk Müslüman topluluklardan olduğunu söyledi. Aliş, şöyle konuştu: “Bugün Bulgaristan Müslüman cemaati 1,5 milyon civarındadır. Bulgaristan'da 1200'ün üzerinde cami, 200 kadar da mescit bulunmaktadır. Bulgaristan'ın genel devlet politikası, Müslümanları büyük şehirlerden tehcir etmek, kırsal kesimlerde yaşayanları da cahil bırakmak şeklindedir. Bu politika sonucunda Müslümanların çoğu köylerde ikamet etmekte ve geçimlerini tarım ve hayvancılıkla sağlamaktadır. Bulgaristan'daki Çingene nüfusunun gayrıresmî verilere göre bir milyon olduğu tahmin ediliyor. Bunların çoğunluğu 10 yıl öncesine kadar Müslüman'dı, ancak artık büyük bir ihtimalle pek çoğu Hristiyan oldu.”