14 Mart 2009 Cumartesi

@ Ateist Siyonistlerden, Museviler de yaka silkiyor!

Vakit Gazetesinden, Ahmet Varol'un makalesi:

Tahran’daki konferansa katılanlar arasında en çok dikkat çeken bir grup da uzun zülüfleriyle, uzun sakallarıyla ve fötrleriyle hemen herkesin gözüne ilişen bir Yahudi haham grubuydu.

Kendini Uluslararası Naturei Karta diye adlandıran bir Yahudi hareketine mensup bu hahamlar Amerika’dan gelmişlerdi. İran’a daha önce de ziyaret düzenlendiklerini haklarında yayınlanan haberlerden bildiğimiz bu hareketin mensuplarıyla ilk kez karşılaşıyordum.

Siyonizme karşı olduklarını yakalarında taşıdıkları rozetlerle ve kartlarla ifade etmeye çalışan bu kişilerden birinin yakasında “Siyonist olmayan bir Yahudi”, diğerinin yakasında “Yahudi ama Siyonist değil” bir diğerininkinde de “Siyonizme karşı bir Yahudi” yazısı vardı.

Doğrusu bu adamlar kimdir, neyin nesidir diye ben de merak ettim ve içlerinden biriyle tanıştım. Bizim haham dediğimiz Yahudi din adamları kendilerini Rabbi olarak isimlendiriyorlar. Benim tanıştığım kişi de Rabbi Yisroel Dovid Weiss adını taşıyordu.

Siyonizm karşıtı Naturei Karta hareketinin mesajlarını aktarmadan önce bazı hususlara temas etmek istiyorum. Yahudilik Hz. İsa (r.a.)’nın peygamber olarak görevlendirildiği dönemde de Kur’an-ı Kerim’in nâzil olduğu dönemde de vahiy çizgisinden uzaklaşmıştı. Kur’an-ı Kerim’de onların çizgilerinin reddedilmesinin sebebi zaten bu sapmadır. Bugünkü şekli de vahiy çizgisinden sapmış itikadî çizginin bir devamıdır ve herhangi bir Yahudinin Siyonizm karşıtı olması onun vahiy çizgisine, tevhid ilkesine döndüğünü göstermez. Ama Siyonizm bir dinî ve itikadî değil siyasi harekettir. Siyasi anlayışı da ırkçı temellidir ve belli bir ırkın üstünlüğünü esas alarak onun dünya saltanatı kurmasını hedeflemektedir. Siyonizmin bu yönünü görüp reddeden Yahudiler de vardır ve onlar bu noktada doğruyu seçmişlerdir. İtikadi konularda doğruyu seçmeleri ise Abdullah ibnu Selâm (r.a.) ve benzerleri gibi vahiy çizgisine dönmeleriyle mümkün olacaktır.

Burada dikkat çekmek istediğim bir husus da şudur: Biz, işgalci Siyonistlerin Filistinlilere yönelik vahşi saldırılarından ve gerçekleştirdikleri katliamlardan söz ettiğimizde bunun Türkiye’deki Yahudi azınlığı rahatsız edeceğini söyleyenler, Siyonizmin gerçekte Yahudiliğin eşdeğeri olmadığı, Yahudilerin asıl Siyonizm vahşetinden dolayı üzerlerine kan sıçramasından rahatsız olmaları gerektiği gerçeğini neden gündeme getirmiyorlar? Bunu da geçelim, dünyada Siyonizme ve İsrail işgal devletinin sergilediği vahşete karşı olan Yahudiler de olduğunu ve onların bu vahşetin gündeme getirilmesinden, konuşulmasından değil böyle bir vahşetin Yahudilik adına icra edilmesinden rahatsız olduklarını neden görmezden geliyorlar? Çünkü bu gerçeklerin konuşulması onların işlerine gelmiyor. Bu da Türkiye’deki Yahudi azınlığın hukukunu önemsediklerinden dolayı değil de Siyonist işgal devletinin sergilediği vahşete destek vermeleri sebebiyle böyle bir tavır sergilediklerini gözler önüne seriyor. Siyonist işgal devletinin sergilediği böylesine insanlık dışı vahşete gözü kapalı bir şekilde destek verenleri de bu vahşeti icra edenlerle aynı kategoriye dâhil etmenin hiçbir sakıncası yoktur.

Benim kendisiyle tanıştığım Yisroel David Weiss ikinci günün oturumlarından birinde konuşma yaptı ve oldukça önemli noktalara parmak bastı. Siyonistlerin caniler olduğuna vurgu yapan Weiss, bu canileri kınamak gerektiğini ifade etti. Siyonizmin dinle hiçbir ilgisi olmadığını dile getiren Weiss, bu hareketin fikir babası Hertzl’in Yahudilikten çıkmış olduğunu söyledi. Siyonizmin Yahudilikten İsrail kavramını çalarak bir kavram hırsızlığı yaptığını ve aslında kutsal olan bu kelimeyi kirlettiğini dile getirdi.

Naturei Karta hareketi adına konuşma yapan Weiss, İsrail işgal devleti konusunda çağdaş emperyalizmin ileri gelenleri ve onların Filistin topraklarındaki sözcüsü Mahmud Abbas gibi düşünmüyor, iki devletli çözümün mümkün olabileceğine inanmıyordu. İsrail’in yok olması gerektiğini, çünkü onun insanlığın başına bir bela olduğunu, yeri geldiğinde siyasi hesapları için Yahudileri de öldürebileceğini düşünüyordu.

Fakat burada dikkatten kaçmaması gereken bir şey daha var. Normalde Siyonist saldırganlığın Yahudilik adına yapılması Yahudi toplumuna kötü bir imaj vermektedir. Dolayısıyla Yahudiler arasında Siyonist saldırganlığı reddedenlerin, işgalci katliamlara karşı insanlığın ortak değerlerini öne çıkaranların sayısının daha fazla olması gerekir. Ama ne yazık ki normalde Yahudiler arasında Siyonistlerin marjinal kalması gerekirken Naturei Karta gibi Siyonizme karşı olanlar marjinal kalmıştır. Siyonizmin Yahudiliği istismar edebilmesi de bu yüzdendir. Bu da üzerinde durulması ve nazarı dikkate alınması gereken bir husustur.