26 Ocak 2009 Pazartesi

@ Evanjeliklerden Huccetiyecilere

Mustafa Özcan'ın aynı başlıklı makalesini aşağıda okuyabilirsiniz:

Bush ile Ahmedinejad kimi zaman uslupları benzer ve ideolojileri ayrı zıt ikizlere benzetilmiştir. Bush gitti geride Nejad kaldı. Sadece giden Bush mu? Evanjelikler de arkasından yalnız ve sahipsiz kaldı. Buna mukabil, Nejad dimdik ayakta olduğu gibi yaslandığı dini kitle ve anlayış da canlı varlığını muhafaza ediyor. Yeni dönemle birlikte Bush'un gitmesiyle Evanjelikler olarak anılan tebşirciler, müjdeciler veya İncilcilerin de Obama ile birlikte siyaset üzerindeki etkileri kalmadı denemezse bile zayıfladı. Evanjelikler olayları tahrik ederek ve hızlandırarak olayların üzerinden Mesih'in nüzülünü veya ikinci gelişini beklerler, çabuklaştırmaya çalışırlar.

Kimileri onların felsefesini 'kıyamet için Allah'ın elini hızlandırmak' şeklinde özetler. Bunların felsefesi Grace Hallsell'in 'Forcing God's Hand (Allah'ın elini kıyamete zorlamak)' kitabında değindiği gibi ahir zaman ve kıyamet sürecini ve dilimini hızlandırmak için komplo ve kışkırtmalar da dahil her türlü çılgınlığı irtikap ederek; çılgınlıklar üzerinden ikinci Mesih dönemine ulaşmayı sağlamak ve temin etmektir. Bush'la birlikte bunların rüzgarları soldu ve etkileri kırıldı. Kimileri, Bush ile Nejad arasında ideolojik farklılıktan ama uslup birliğinden bahsederler. Bu durumda dini anlayış olarak da tersinden bir beraberlik veya benzerlik söz konusu mu? Evet. Ahmedinejad da İran'da dini bir grupla veya cereyanla anılmaktadır. Bunlar da Huccetiyeciler yani Mehdiciler olarak bilinirler. Mehdi gelmeden alemin sukun bulmayacağını ve Mehdi geldikten sonra da her şeyin süt liman olacağını söyler ve buna kuvvetli bir biçimde inanırlar. Elbette Mehdi algısı veya beklentisi genelde hem İranlılar ve hem de diğer ülke müslümanları arasında müşterek bir unsur ve inanç olmasına rağmen Huccetiyecilerin anlayışı biraz daha özeldir. Vurguları biraz daha yoğun ve fazladır. Diğerlerinden bu açıdan ayrılırlar.

Hıristiyanlar arasında Vatikan gibi kurumsallığa önem verenler bağlamında aynı şekilde İslam dünyasında da Bediüzzaman'ın ifadesiyle şahs-ı manevi yani kolektif hizmete ağırlık verenler vardır ve bunlar Mehdi meselesini inkar etmemekle birlikte onu bir ferd-i ferid veya ferdi yekta olarak görmezler ve bir bütün içinde değerlendirirler ve cerayanın içinde bir temsilci olarak görmeyi yeğlerler. Bununla birlikte hem Bediüzzaman hem de Ahmedinejad Mehdi'ye zemin hazırlamak tabirlerini kullanırlar.

*

Bediüzzaman 'Mehdi bizi işbaşında görsün' derken Ahmedinejad da ona zemin hazırlamaktan bahseder. Bu zemin hazırlamak nasıl bir şeydir? Bu noktada kimileri İsrail üzerinden Evanjeliklerin yapmak istediğini İran'da da Huccetiyecilerin veya Nejad'ın Filistin üzerinden yapmak istediğini iddia ederler. Amir Taheri'nin bazı İranlı blogculara atfettiği Barak Hüseyin Obama'nın Mehdi'nin müjdecisi ve habercisi olduğu yönündeki değerlendirmelere benzer şekilde Eh Ahram gazetesinden Muhammed Said Abdulmümin, Amir Taheri gibi, İranlı yazarlara gönderme yaptığı yazısında Huccetiyecilerin veya İran'da kimi grupların Mehdi'nin zuhurunu hızlandırmak için Filistin ve Gazze meselesine yön verdiklerini ileri sürmektedir. Evanjelikler kıyameti hızlandırmak için Yahudileri Filistinliler ve Müslümanlar üzerine kışkırtırken ve Bush gibi başkanları da bu hususta seferber ederken öbür taraftan da İran'da zıt benzer kutup ve grupların Filistinliler üzerinden olayları hızlandırmak istedikleri varsayılmaktadır. Bush'la birlikte Evanjelikler geri plana düşerken Gazze olaylarıyla birlikte İran'daki izdüşüm olarak anılan grup önplana çıkıyor.

İranlı yazarlardan Ahmet Zeyd Abadi, İran yönetiminde Huccetiyecilere yakın olan isimlerden Gulam Ali Recai gibilerin Gazze meselesine bu doğrultuda yaklaştıklarını ifade ediyor ( İran ve't teamur ale'l kadiyyeti Filistiniyye, 22 Ocak, 2009). Gazze olayları bağlamında İran'da Huccetiyecilere karşı olan ve gerçek manada Ahbarilik karşıtı Usuli damarı temsil eden reformcu veya modernist kanadın yayın organı Karkazeren, Gazze münasebetiyle Hamas'ı eleştirdiği için kapatıldı. Ahmet Zeyd Abadi, İran'daki bu kavgayı da Mehdi meselesiyle ilgili iki farklı kanat arasındaki kavganın uzantı ve türevlerinden birisi olarak görme eğiliminde. Hatta yine Muc dergisinde yayınlanan aynı meseleye dair bir karikatür nedeniyle Hatemi hükümeti savrulurken Devrim Lideri Hamaney'in araya girmesiyle mesele yatıştırılmış ve bu hükümet krizi yaşanmasının önüne geçilmiştir. Realist veya ıslahçı kanadı temsil eden Alburz Mahmudi gibi isimler daha açık bir şekilde Huccetiye çizgisini eleştirerek bu akımın suları bulandırdıktan sonra Mehdi'nin zuhuruyla yeniden suların berraklaşmasını beklediğini ileri sürmektedir. İlginçtir, gerçekten de Evanjeliklerle Huccetiyeciler arasında bu tarz bir benzerlik bulunmaktadır. Pat Robertson adlı televaiz ve evanjelik guru, Şaron'un bitkisel hayata girmesini Allah'ın vaat ettiği Gazze Şeridi'nden çekilmesine bağlamıştı. Ona göre orada ölen yiten, giden çoluk çocuğun hiç hükmü yok. Hamas da meseleyi tamamen dini bir mesele olarak görüyor ve bu bağlamda mücadele ettiklerini vurguluyor. Dini liberalizmi temsil eden Katar Şeriat Fakültesi eski Dekanı Abdulhamid Ansari ise ideolojik gözlükle bakanlar için sivil kayıpların hiç önemi olmadığını ve onların tamamen ideolojik bağlama angaje olduklarını ve bu meseleye bağlamda yoğunlaştıklarını söylüyor. Galiba mesele çok boyutlu olduğu kadar çok karmaşık da. Her şey iç içe. Şüphesiz ideolojik haklılığı perçinleyen hususlardan birisi de insani boyutun ve insani prensiplerin güçlü olmasıdır. Gazze saldırılarında İsrail'i zayıf düşüren işte bu boyutun eksikliği olmuştur. Bundan dolayı kimi Hıristiyanlar bile bu canavarlığın Deccalizmin izdüşümü olduğunu söylemiştir.