11 Şubat 2009 Çarşamba

@ Osmanlı'nın hayaleti Ortadoğu'da dolaşıyor!

Ortadoğu'da bir hayalet dolaşıyor, Osmanlı İmparatorluğu'nun hayaleti... hatta Ortadoğu'yu aşıp İslam coğrafyasını boydan boya kat ediyor. Örneğin Gazze sokaklarındaki bir gösteride sloganlar atarak yürüyen bir gencin, seçilmesi için iyice yukarıya kaldırdığı II Abdülhamit portresi olarak görünüyor. Hayalet, Hindistan'da Doğu'nun üst düzey entelektüellerinin biraraya geldiği bir konferansın kahve molalarında da boy gösterebiliyor. Konferansta Asya'daki güvenlik meseleleri tartışılsa da, ara verildiğinde konuşulan sadece Başbakan R. Tayyip Erdoğan'ın Davos'taki çıkışı ve Türkiye oluyor. Katılımcılardan biri olan Beyrut'taki Amerikan Üniversitesi'nde Siyaset ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Hilal Khashan "Hindular Erdoğan'ın cesaretinden çok etkilenmişti, özellikle de Hint Müslümanları bu konuda çok duygusal davranıyordu" diyor. Hindistan'daki Müslümanlar Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerinde, herkes çevresinden ayrılırken İstanbul'daki halifeye bağlı kalma konusunda da hassasiyet göstermişlerdi. Dünyanın dört bir tarafındaki Müslüman gençlerin parmaklarının arasından sanal âleme de sızıyor aynı hayalet. İslam dünyasının nabzını tutan web sitelerinden Islamonline.net'teki bir tartışma forumunda kendine epey yer bulabiliyor örneğin: "Erdoğan bir kahramandır. Hem o Osmanlılar'ın torunu değil mi zaten?"

Başbakan Erdoğan'ın bu tanımı yadsıdığı pek söylenemez. İsrail'in Ocak ayındaki Gazze operasyonu sırasında en çok vurguladığı konulardan biri 'Osmanlı'nın torunu' olduğuydu. Sahip olduğu mirasın, mazlum halkların yanında bulunmasını gerektirdiğini ısrarla vurguluyordu. Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu, Erdoğan'ın gururla bahsettiği mirasın garip bir şekilde sandıktan çıkmasına neden oluyor. Başbakan'ın Gazze panelinde yanında oturan İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e hitaben söylediği "Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz" cümlesiyle başlayan ve toplantıyı terk etmesiyle sona eren konuşmasının ardından, Türkiye dışındaki Müslümanlar pek sık tekrarlamadıkları bir şey yaptı. Altı yüz yılı aşkın bir süre yaşayıp seksen altı yıl önce ölmüş Osmanlı İmparatorluğu'nun ruhuna övgüler düzmeye başladılar. Örneğin Lübnan merkezli Dar Al Hayat Gazetesi'nde imparatorluğun tekrar kurulması, Erdoğan'ın da halife olarak bütün dünya Müslümanlarının başına geçmesi gerektiği, yazılabildi. Kahire, Tunus, Doha, Kuala Lumpur ve hatta Londra'daki Müslüman entelektüeller, Osmanlı İmparatorluğu'nun Erdoğan'ın şahsında ve Türkiye'nin kendi bölgesine ağırlık veren yeni dış politikası kanalıyla, bir zamanlar var olduğu geniş coğrafyaya geri dönme ihtimalinden umutla bahsetti. Aynı umut bugün Türkiye sınırları içinde "Yeni Osmanlıcılık" veya "Neo-Osmanlıcılık" akımı olarak adlandırılıyor. Bu akımın ele aldığı Osmanlı mirası öyle görünüyor ki geniş çaplı bir kimlik tartışmasını da ateşleyecek.