30 Nisan 2008 Çarşamba

@ İnanca daha açık toplum

Türkiye’de, hayatında dine daha fazla yer veren, dine uygun yaşamaya çalışan insanlara otomatik tepki veriliyor.

Bu tepki o kadar otomatik ki; sonunda kurumsallaştı ve resmi ideoloji haline geldi. Cumhuriyetimizin özelliklerini, tarihsel kökenlerini, duyarlılıklarını ve bazılarının bu duyarlılıkları bilerek provoke edici çıkışlarını burada tartışmak niyetinde değiliz. Çünkü bunlar siyaset ve ideolojinin alanıdır. Bu yazıda bunlarla alakadar değiliz. Burada çok daha genel bir gelişmeden söz etmekteyiz.

Malumunuz diğer bazı yazılarımızda saygın bazı bilim adamlarının dünyada dört yıl içinde büyük felaketlerin yaşanacağı üzerine yaptıkları çalışmalar ve bilimsel analizler var. Dünyada birtakım insanlar bunu biliyor, bazıları da bunu tartışıyor.

Bu konular hayatta hiç yokmuş gibi yaşamak çok da anlamlı değil. Çünkü bireysel olarak yapacak hiçbir şeyimiz olmasa, çaresiz olsak da en azından bilmekten gelen güce ihtiyacımız olabilir. En azından geride kalan zamanı iyi kullanmaya çalışabiliriz.

Yapılan bu tahminlerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini gayet tabii biz bilemeyiz ama ‘Son’ gelmese bile dünyamızın 2012 yılında bugüne kadar görmediğimiz yoğunlukta ve güçte bir dizi doğa olayıyla karşı karşıya kalacağı neredeyse kesin. Çünkü yapılan tahminler Dünya’nın dönüş hızı ve rotasına, Güneş’te yaşanan birtakım değişimlere dayanıyor... Serdar Turgut'un Akşam Gazetesinde yayınlanan makalesinin devamını, başlığa tıklayarak okuyabilirsiniz.